Rümeysa Öztürk’ün Gözaltına Alınması
Rümeysa Öztürk, ABD’de doktora öğrencisi olarak görev yaparken, 25 Mart’ta ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) ajanları tarafından gözaltına alındı. Öztürk’ün avukatları, Boston Federal Mahkemesi’nde açtıkları habeas corpus davasının ilk duruşmasında yer aldı. Öztürk, uzak bir konumda tutuklu olduğu için duruşmaya uzaktan katıldı. Avukatlar, ICE yetkililerinin müvekkillerini gözaltına aldıktan sonra gece yarısı eyalet dışına transfer ettiğini vurguladı. Duruşmada, nakil işleminin bilerek yapıldığı ve bu durumun yargı yetkisinin aşındırılması anlamına geldiği ifade edildi.
ZAMAN ÇİZELGESİ VE NAKİL SÜRECİ
Hükümetin sunduğu resmi zaman çizelgesi, ICE’nın operasyonunun titizlikle planlandığını ortaya koyuyor. Öztürk, yerel saatle 17.15’te Somerville’deki evinin etrafında gözaltına alındı. Saat 17.49’da yola çıkıldı ve avukat Mahsa Khanbabai, saat 22.01’de Boston Bölge Mahkemesi’ne acil bir dilekçe sundu. 22.28’de ICE, Öztürk’ü Vermont’a transfer etti. Boston Bölge Mahkemesi, saat 22.55’te Öztürk’ün Massachusetts’te kalması gerektiğine dair bir karar verdi. Ertesi sabah, 05.31’de Vermont’tan Louisiana’ya bir uçuş gerçekleştirildi ve 14.35’te Alexandria’ya iniş yapıldı. Öztürk, ardından Basile’deki göçmenlik merkezine yerleştirildi.
AVUKATLARIN SAVUNMASI
Öztürk’ün avukatları, müvekkillerinin gözaltına alındıktan sonra hâlâ ICE Boston ofisinin denetiminde olduğunu savunarak davanın Boston’da açılmasının hukuki olarak geçerli olduğunu belirtti. Khanbabai, “Öztürk, tutuklandığında fiziksel olarak Boston ICE saha ofisinin kontrolündeydi. Bu nedenle bu mahkeme yargı yetkisine sahiptir” diyerek transferin ICE’nin sorumluluğunda olduğunu dile getirdi. Federal Savcı Mark Sauter ise, “Rumsfeld v. Padilla” kararını referans alarak davanın Vermont ya da Louisiana’da açılması gerektiğini savundu ve ayrıca ICE’nin nakil sürecinin rutin prosedürlere dayandığını ekledi.
ANAYASAL HAKLAR VE DAVANIN SEYRİ
Öztürk’ün avukatları, ICE’nin bilinçli olarak müvekkillerinin yerini gizlediğini ve avukatına bilgi vermediğini de dile getirdi. “Öztürk’ün ailesi ve avukatı, nerede olduğunu yaklaşık 20 saat boyunca öğrenemedi. ICE, mahkeme kararına rağmen nakil işlemini gerçekleştirdi” diyerek bu süreçte avukatın dahil olma fırsatının kasıtlı olarak engellendiğini belirtti. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) avukatı Brett Max Kaufman, “Hükümet burada sadece bir öğrenciyi tutuklamadı, anayasal hakları fiilen devre dışı bırakan bir strateji yürüttü” dedi. Dava, Yargıcı Denise J. Casper’ın başkanlık ettiği duruşmada bir saatten fazla sürdü ve tarafların argümanları değerlendirildi.
YARGI KARARI VE SONUÇ
Yargıç Casper, yargı yetkisini aşındırmaya yönelik argümanları dikkatle dinlerken, hükümetin zamanlama savunmasına karşı eleştirel bir yaklaşım sergiledi. Yargıç Casper, “ICE’ın, federal bir mahkeme kararından dakikalar önce nakil yapması tesadüf değilse, ciddi bir yargı istismarıdır” ifadesini mahkeme kayıtlarına geçirdi. Yargıç, yargı yetkisi meselesine dair kararını hızla açıklayacağını belirterek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Rümeysa Öztürk, Mart 2024’te okulun gazetesine yazılan bir makalede, okulun Filistin destekçisi harekete yönelik tutumunu eleştirmişti. Fulbright bursu ile doktora eğitimi gören Öztürk, arkadaşlarıyla iftara gitmek üzere evinden çıktığında gözaltına alınmıştı. İç Güvenlik Bakanlığı, Öztürk’ün “Hamas’ı destekleyen faaliyetlerde bulunduğunu” iddia etti.