SEMPOZYUMUN KAPANIŞI VE BARİŞ VURGUSU
Kocaeli’de, 18-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen savaş temalı IV. Uluslararası İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu başarılı bir şekilde tamamlandı. 15 oturumun yapıldığı bu sempozyumda yayımlanan sonuç bildirisinde, “İslam’da esas olan barıştır; savaş ise geçici ve istisnai bir durumdur. İslam sadece Müslümanların güvenliğini sağlamayı değil, nerede zulüm varsa kimden geldiğine bakmayarak onu ortadan kaldırmayı hedefler. İnsanı ve onun haklarını korumak ister” denildi.
AKADEMİSYENLERDEN KAPSAMLI SUNUMLAR
Savaş teması etrafında 9 ülkeden akademisyenlerin katılımı ile düzenlenen sempozyumda birçok konuda sunumlar yapıldı. İHH İnsani Yardım Vakfı, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Müftülüğü, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kocaeli İlahiyat Vakfı, İNSAMER ve Dijital Hafıza Derneği’nin ortak katkılarıyla gerçekleştirilen sempozyumda, İslam’ın temel kaynaklarındaki savaşın hükmü, kuralları, ahlakı ve meşruluğu gibi konular ön plana çıktı.
SAVAŞ VE BARIŞ KAVRAMININ ZİRVE YAPISI
Sempozyum sonucunda yayımlanan bildiride, savaşın zorunlu haller dışında başvurulmaması gereken bir seçenek olduğu ifade edildi. “İslam, savaş kaçınılmaz hale geldiğinde dahi belirli bir hukuk ve ahlak çerçevesinin gözetilmesini şart koşar. İslam’ın mücadele anlayışı, diğer din ve ideolojilerin mücadele biçimlerinden ayrılır. Bu anlayış, ‘cihad’ kavramıyla ifade edilir ve barışı sağlamak, insan hak ve onurunu korumak gibi yüce hedefleri güder” denildi. Ayrıca, fiili bir tehdit oluşturmayan sivillere zarar verilmemesi gerektiği vurgulandı.
SAVAŞIN YIKICI ETKİLERİ
Savaşların doğası gereği yıkıcı olduğu bildiride belirtildi. “Savaş, kimlik inşası ve toplumsal dönüşüm açısından tarih boyunca kurucu bir rol üstlenmiştir. Ancak savaşlar yalnızca çatışma sürecinde değil, sonrasında da kalıcı ekonomik tahribatlara neden olur. Bu nedenle savaş sonrası toparlanma, güçlü kurumsal kapasite ve uluslararası iş birliğine bağlıdır” ifadesi kullanıldı. Ayrıca terör gruplarının dini referansları kullanması ve cihadı terör eylemi olarak göstermenin kabul edilemeyeceği kaydedildi.
SİYONİST İDEOLOJİ VE GAZZE’DEKİ DURUM
Bildiride, Gazze’deki şiddetin arkasında apartheid Siyonist ideolojinin yattığı belirtildi. “İsrail’e doğrudan ya da dolaylı destek verenler, bu suçlara ortak olmaktadır. Gazze’deki işgal, hukuki meşruiyeti bulunmayan apaçık bir soykırımdır” denildi. Ayrıca, Batı’nın kurduğu uluslararası sistemin, dünya genelindeki siyasi krizlerin çözümünde başarısız olduğu vurgulandı.
BARIŞIN ÖNEMİ VE GELECEK HEDEFLER
Bildirinin son kısmında, savaşların en çok kadınlar, çocuklar ve engelli gibi dezavantajlı grupları mağdur ettiği belirtildi. “Bu nedenle savaş sırasında yaşanan travmaların telafisi için insani yardım ve hak temelli koruma faaliyetleri büyük önem taşıyor. Hem devletlere hem de sivil toplum kuruluşlarına önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu yıl savaş temasıyla 4’üncüsü düzenlenen sempozyum, gelecek yıl farklı bir tema ile 5’incisinin gerçekleştirilmesi planlanıyor” ifadesine yer verildi.