Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, ‘Erdoğan hedefe kilitlenmiş’ başlığıyla yayımlanan yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs ziyaretine dair gözlemlerini kaleme aldı.
“Bayram sabahı hareketlilik erken başladı. Hala Sultan Camisi’nde bayram namazını kıldık. Kıbrıs’ın manevi mimarlarından olan Peygamberimizin halasının adını taşıyan cami, Sultanahmet Camisi’ne benzer bir mimari ile yaptırılmış” diyen Selvi, “Cumhurbaşkanı Erdoğan yapımıyla yakından ilgilenmiş. Büyük bir cami. Bırakın caminin içini, avluda yer kalmamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın camiye gelişi sırasında bir dalgalanma oldu. Bayram namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Namaz bitti ama cami boşalmadı” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın mikrofonu eline alıp “Selamün aleyküm” dediğinde camiden tekbir seslerinin yükseldiğini belirten Selvi, “Erdoğan kısa bir tebrik konuşması yaptı. Ama Cumhurbaşkanı ile bayramlaşmak isteyenler uzun süre camiyi terk etmedi. Coşkulu bir hava vardı” diye yazdı. Selvi, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süredir ısrarla aynı noktaya vurgu yapıyor. Her gün o yönde yeni bir adım atıyor. O da Kıbrıs’ta egemen ve eşit iki devletli çözüm. Camideki kısa konuşmasında da, ‘Kıbrıs’ın 47 yıl önce yaşadıkları bir daha yaşanmayacak. Güney-kuzey, böyle bir derdin içinde olmayacağız. Kıbrıs Türkü daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecek’ dedi. Tahmin ettiğiniz gibi bu sözlerden sonra alkış koptu.
‘Sonraki hamle ne olacak?’
Barış Harekâtı’nın 47. yıldönümünde Türkiye’nin güçlü bir şekilde temsil edilmesinin Kuzey Kıbrıs’ta meydana getirdiği olumlu havayı söylemeye gerek yok. Rum kesiminde de o denli endişeyle izlendiği sır değil. Rum-Yunan cephesi güçlü temsilden ziyade Erdoğan’ın bir sonraki hamlesini merak ediyor. Ama merak eden sadece onlar değilmiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Bizi arayanlar 20 Temmuz’da herhalde rahatsızlık verecek bir konuşma olmaz diyorlar. Bunun iznini sizden alacak değilim’ sözleri bunu ortaya koyuyor. Şimdi ben merak etmeye başladım. Erdoğan’ı arayan kim ya da kimler acaba?
‘Sır değil, yeni hedef’
Erdoğan zaten gizlemiyor, açık açık söylüyor. Türkiye 45 yıl adada Rumlarla ortak bir çözümün peşinde koştu. Ama son 2 yıldır o defter kapatıldı. Yeni bir sayfa açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs törenleri nedeniyle yaptığı konuşmada, yeni sürecin yol haritasını verdi. ‘Bizden kimse artık geriye dönüş beklemesin. Geçersizliği kanıtlanmış modeller üzerinde harcayacak bir 50 yılımız daha yok’ dedi. Daha ne desin? Kıbrıs Türk tarafında da Türkiye’de de zihinler berraklaşmış. Artık kafa karışıklığına yer yok. Adım adım Kıbrıs Türk devletine doğru ilerleniyor. Gördüğüm Erdoğan bu hedefe kilitlenmiş durumda. Her defasında bir tuğla daha koyuyor. Kıbrıslılar da kafa karışıklığının bitirilmesinden ve çözüme odaklanılmasından dolayı memnunlar. Erdoğan’ın inandığını başaracağına inanıyorlar.
‘2023 sorusu şaşırttı’
Kıbrıs Türk Devleti’nin ne zaman ilan edileceğini bilemiyorlar. O yüzden, ‘2023’ten önce mi olur, sonra mı?’ sorusuyla karşılaşmak beni şaşırttı. 2023 seçimlerinin Kıbrıs Devleti’nin ilanı konusunda bir merak konusu olacağı hiç aklıma gelmezdi. Onu da Kıbrıslıların soruları üzerine fark ettim.”
Selvi, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan bu yana kapalı olan Maraş bölgesinin bir bölümünün geçen yıl halkın kullanımına açıldığını hatırlattı.
“Ne oldu? Kıyamet mi koptu? Türkiye artık bu tür uluslararası sorunları göğüsleyecek kapasitede. Maraş bölgesini gezdim. Dünyanın en güzel sahillerine sahip. Tertemiz bir deniz. Bir dönemler dünya yıldızları tatillerini burada yaparmış. Çok güzel bir kumu var. Ama insanlığın hizmetine sunulamıyor” diyen Selvi, “Rum ve Yunan kaprisi nedeniyle Maraş cezalandırılıyor” görüşünü dile getirdi.
‘Sadece Maraş bölgesi adayı ihya eder’
Selvi, kullanıma açılan sahillerde şezlongların konulduğunu, şemsiyelerin açıldığını, insanların tatillerini yaptıklarını belirterek “Bir dönem Akdeniz’in eğlence merkezi olan bölge çürümeye terk edilmiş. 47 yıl ayakta kalmayı başarmış olan oteller her an çökebilecek duruma gelmiş. Peki 47 yıl boyunca kapalı olan Maraş bölgesinin kime ne yararı oldu? Bir 47 yıl daha kapalı kalsa Türkiye etkilenmez. Ancak ortada Maraş diye bir virane bile kalmaz. Ha yıkıldı, ha yıkılacak. Ama Maraş bölgesi açılsın, çok kısa sürede Akdeniz’in yeni cazibe merkezi olur. Sadece Maraş bölgesi adayı ihya eder” diye yazdı.
Maraş’ın yüzde 3.5’lik bölümünün kullanıma açılacağı yönündeki karara değinen Selvi, “Benim anladığım her defasında yeni bir adım atılacak. Her defasında Maraş’ın bir bölgesi açılacak. Gün gelecek kapalı Maraş tamamen açılacak ve Kıbrıs Türk Devleti ilan edilecek. Önemli olan bunun zamanı olacak. Ben bu sürenin çok uzun olacağını zannetmiyorum. Cumhurbaşkanı 50 yıl daha beklemeyiz dedi ama ben 2023’ten önce mi yoksa sonra mı diye sormakla yetineceğim” ifadesini kullandı.
‘Türkiye bir süredir, ‘Batı dünyası ne der?’ sorusunu geride bıraktı’
Selvi, yazısını şu sözlerle noktaladı:
“Kıbrıs davasında bir süredir yeni bir formata geçtik. İki devletli çözüm diyoruz. Diplomaside arkasında askeri ve siyasi destek olmayan hiçbir tezin anlamı olmaz. Kâğıt parçasından ibaret olur. Türkiye bir süredir ‘Korku duvarını aştı’. Türkiye bir süredir, ‘Batı dünyası ne der?’ sorusunu geride bıraktı. Erdoğan şartların oluştuğunu gördüğü an gerekeni yapmakta bir an bile tereddüt etmiyor. Bir kez daha gördük ki, ‘Korkularımızdan başka korkacak bir şey yok’. Erdoğan bunu bir süre iç politikada denedi, olumlu sonuç aldı. Bir süredir de dış politikada kullanıyor.”