Fatih’te faaliyet gösteren bir tekstil atölyesinde çalışan Hülya Yıldırım, 20 yıllık iş arkadaşı M.R.B. tarafından kar vaadiyle dolandırıldığını iddia etti. Yıldırım, M.R.B.’nin kendisine “Bana miras kaldı. Zengin oldum, altın işine giriyorum. Sana da kar payı vereyim, daha çok kazanalım” dediğini söyledi. Başta düzenli gibi gözüken ödemelerin ardından M.R.B., ortadan kayboldu ve mağdur bıraktı.
Yıldırım, M.R.B.’nin kendisine kredi çektirip, nakit avans sağlayarak “kar payı” vaat ettiğini belirtti. İlk aylarda düzenli ödemeler yapılırken, üç ay sonra M.R.B. “Köyüme mirasımı almaya gidiyorum” diyerek ortadan kayboldu. Ardında bıraktığı 30 mağdur, toplamda 6 milyon TL’ye yakın zarara uğradı.
M.R.B., mağdurların şikayetçi olmasının ardından Hülya Yıldırım’a ses kaydı gönderdi. İtiraf niteliğindeki ses kaydında M.R.B., kendi içindeki çıkmazı ve yaşadığı zorlukları anlattı. “Oyunu bırakmıştım, tekrar döndüm. Başkalarının parasıyla sistemi döndürmeye çalışıyordum” ifadelerini kullanan M.R.B., içine düştüğü durumu çözmeye çalıştığını belirtti.
Yıldırım, M.R.B.’nin kendisine ve diğer mağdurlara zenginlik göstererek güven kazandığını söyledi. Tekstile her gün “tomar tomar parayla” gelip altın işine girdiğini anlatan M.R.B., bazen getirdiği altınları gösterip, “Bunları karıma, kızıma hediye aldım” diyerek mağdurları kandırdı.
30 mağdur arasında yer alan Hülya Yıldırım, “O kadar tomar parayla kaçtın. Bizim paramızı ödemiyorsun. Hepimiz senin peşindeyiz. Ya paramızı öde ya da gel teslim ol. Bizim de içimiz rahat etsin” diyerek dolandırıcıya seslendi.
Fatih’te yaşanan tekstil atölyesi vurgunu, mağdurların yaşadığı duygusal zorlukları ve dolandırıcının itiraflarıyla gündemdeki yerini koruyor.