TRUMP’IN COĞRAFİ TALEPLERİ VE PANAMA KANALI
ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığı günden bu yana coğrafi meselelerle ilgili talepleriyle dikkat çekiyor. İlk olarak Grönland’ı ABD’nin topraklarına katmak istediğini açıklayan Trump, ardından Meksika Körfezi’nin adının Amerika Körfezi olmasını talep etti. Ayrıca, Alaska’daki Denali Dağı’nın isminin McKinley Dağı olarak değiştirilmesini istediğini belirtti. En son olarak da Panama Kanalı’nın ABD’ye iade edilmesini talep etti. Peki, Panama Kanalı’nın ABD ile ne ilişkisi var?
PANAMA’NIN KURULUŞU VE ABD İLİŞKİLERİ
Orta Amerika’nın en güneyinde yer alan Panama’nın bağımsız bir ülke olarak kuruluşu, ABD’nin 1898’de kazandığı İspanyol-Amerikan Savaşı sonrası yükselişiyle yakından bağlantılı. Başkan Theodore Roosevelt, ülkesini uluslararası bir diplomatik oyuncu haline getirmek için mücadele etti ve Panama’nın 1903 yılında Kolombiya’dan ayrılmasında anahtar rol oynadı. Washington, Atlas Okyanusu ile Pasifik Okyanusu’nu birleştirecek bir kanal projelerine girişerek donanma gücünü de sergilemek istedi.
PANAMA KANALI VE TARAFSIZLIK ANLAŞMASI
20’nci yüzyılın başlarında mühendislik harikası olarak görülen Panama Kanalı, Panama’nın tehlikeli tropik ormanları arasından geçme planları yapıyordu. Ancak Panamalılar, topraklarından geçecek bu kanalın ABD’ye ait olmasına karşı çıkıyordu. Bu nedenle, 1977 yılında Başkan Jimmy Carter’ın imzası ile imzalanan antlaşmalarla Panama Kanalı’nın yönetimi Panama’ya devredildi. Antlaşmalarda, kanalın tarafsız bir su yolu olduğu ve dünya genelindeki tüm ülkelerin bayraklarını taşıyan gemilerin barışçıl geçişinin sağlanacağı garanti edildi. Tüm bu gelişmelere rağmen, muhafazakârların sert muhalefetine rağmen, antlaşmalar ABD Senatosu’ndan geçmeyi başardı.