İfade hürriyetine yönelik baskılar akıl almaz boyutlara ulaştı. YÖK, 8 ay önce televizyonda söylediği Hz. Peygamber’in (sas) bir sözünün sosyal medyada başkalarınca paylaşılması sebebiyle Prof. Dr. İbrahim Cerrah’ın ifadesini aldı. Suçlama; hadis okumak suretiyle yıkıcı, bölücü eylemlerde bulunarak, kurumların huzurunu bozmak.
Polis Akademisi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Cerrah, Emniyet müfettişleri tarafından başlatılan soruşturma kapsamında dün Yükseköğretim Kurulu’nda (YÖK) ifade verdi. İfade sonrası yaptığı yazılı açıklamada, karşı karşıya kaldığı trajik durumu anlattı. Buna göre, Cerrah’a yöneltilen 8 ayrı suçlamadan biri 5 Mayıs 2014’te Twitter’da paylaştığı ileri sürülen “Ahirette Allah’ın yüzüne bakmayacağı kişi yalancı hükümdardır.” şeklindeki hadis-i şerif. Aslında Cerrah, hadisi katıldığı bir televizyon programında dile getirdi, tanımadığı kişiler de sosyal medyada bunu paylaştı. YÖK’ün disiplin soruşturmasıyla ilgili belgesinde ise Cerrah’ın hadisi Twitter’da paylaştığı iddia ediliyor. Başkası tarafından yazılan twitten dolayı yargılanmasının ne kadar hukukî olduğunu soran Cerrah, “Kaldı ki, kimin kendisinin ‘yalancı hükümdar’ olarak itham edildiği zehabına kapılarak bundan rahatsız olduğunu çok merak etmekteyim?” dedi.
Polis Akademisi emekli öğretim üyesi Prof. İbrahim Cerrah, soruşturma kapsamında Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) ifadeye çağrıldı. Cerrah, Peygamber Efendimiz’in (sas), “Ahirette Allah’ın yüzüne bakmayacağı kişi yalancı hükümdardır.” mealindeki hadisinden dolayı yıkıcı, bölücü eylemlerde bulunup kurumların huzurunu bozmakla suçlandı. İbrahim Cerrah, “Yedi aydır yürütülen soruşturmada şu ana kadar bana hiçbir somut suçlama yöneltilmedi. Herhangi bir hukukî suçlama yöneltilmediği için de ifade vermem mümkün olmadı. Bugün YÖK heyetinin önündeki dosya, hukukî dayanaktan yoksun olup tamamen siyasî amaçlı suçlamalar içermektedir. Her suçlamadan dolayı meslekten ihracım istenmektedir.” diye konuştu.
Polis Akademisi eski öğretim üyesi İbrahim Cerrah, geçtiğimiz yıl ağustos ayında bir televizyon programına katılıp bir hadis okudu. Televizyon programını takip eden bir kişi, bu hadisi Twitter’da kendi hesabından 5 Ağustos 2014’te paylaştı. İbrahim Cerrah’ın o tarihte Twitter hesabı yoktu, bu olaylardan 4 ay sonra kendi adına hesap açtı. Başka birinin paylaştığı tweetten dolayı Polis Akademisi hakkında soruşturma açtı. Bir hadisi hiçbir isim vermeden televizyonda okuduğunu ve bu hadisin tanımadığı kişiler tarafından sosyal medyada paylaşıldığı için suçlandığını belirten İbrahim Cerrah “Bir başkası tarafından atılan ‘tweet’ mesajından dolayı benim yargılanmam ne kadar hukukîdir? Kaldı ki kimin kendisinin yalancı hükümdar olarak itham edildiği zehabına kapılarak bundan rahatsız olduğunu da doğrusu çok merak etmekteyim?” ifadesini kullandı. Kimseyi tahkir, tezyif etmediğini ve belli bir suç yöneltmediğini dile getiren İbrahim Cerrah, devlet adamlarının yalan söylemelerinin vebalini hatırlatan bir hadis okuduğunu söyleyip “Dindar nesiller yetiştirmeyi hedeflemiş bir siyasî partinin iktidarda olduğu dönemde İslam Peygamberi’nin hadisini duymaktan rahatsız olacak bir duruma düşülmesi oldukça acıklı ve hazin bir hal değil midir?” dedi.
YÖK’te dün bir saat boyunca ifade veren Cerrah, yazılı açıklama yaparak kendisine 8 ayrı suçlama yöneltildiğini söyledi. Bu suçlamalardan bir başkasının televizyon programında sarf ettiği ‘Hukuksuz emre uyanlar kendilerini kurtaramaz.’ sözü olduğu ortaya çıktı. Cerrah, o sözü ne amaçla söylediğini “Anayasa’nın 137. maddesi kanunsuz emrin uygulanmayacağını ifade etmektedir. Polislere, hukuka uyun, hukuka uymazsanız kendinizi kurtaramazsınız diyen bir öğretim üyesi olarak adında ‘adalet’ kelimesi geçen bir siyasî parti döneminde meslekten ihraçtan da daha ağır bir ceza olan ‘kamu görevinden çıkarma cezası’ talebiyle disiplin soruşturmasına muhatap oluyorum.” diye açıkladı.
17-25 Aralık sonrasında yazılı ve görsel medyada bazı açıklamalar yaptığını hatırlatan Cerrah, meşru zeminde hakkını aramaya devam edeceğini belirtip şunları söyledi: “Medyada yaptığım yorum ve eleştirilerin Anayasa’nın teminatı altında olan ‘ifade özgürlüğü’ hakkının kullanımı kapsamında olduğuna inanıyorum. Ayrıca rüşvet ve yolsuzluk gibi konularda yaklaşık 15 yıldır araştıran, yazan ve konuşan bir akademisyen olarak bu süreçte açıklama yapmanın benim için sadece bir hak değil, aynı zamanda görev olduğuna da inanmaktayım. İfade özgürlüğü hakkının güçlülere iltifat ve yalakalık değil de haksızlıkları eleştirmek amacıyla kullanıldığı zaman onurlu olduğuna inanıyorum.”
ZAMAN