Olayın Ardındaki Dram
Okulların tatile girmesiyle birlikte, 4. sınıf öğrencisi kızları Alya için tatil hediyesi olarak Bolu Grand Kartal Otel’e giden Altın ailesinin yaşadığı trajedi, baba Hilmi Altın’ın sosyal medya paylaşımıyla gündeme geldi. Yaşadığı korkunç anları aktaran Altın, “Allah bana bir can verdi eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi. Ben de bu can oldukça sorumluların hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım.” ifadelerini kullandı. Yangında hayatını kaybeden Dr. Öğretim Görevlisi Kübra Tonguç Altın ve kızı Alya, Manisa’nın Soma ilçesinde son yolculuklarına uğurlandı. Yangından yaralı kurtulan baba Hilmi Altın, cenaze sırasında eşinin ve kızının tabutuna tutunarak ayakta durmaya çalıştı.
Yangın Anında Yaşananlar
İzmir’de yaşayan Altın ailesi, tatil amacıyla kaldıkları otelde meydana gelen yangın sonrası büyük bir kayıpla karşılaştı. Eşini ve kızını yitiren Hilmi Altın, o gün yaşadıklarına dair bilgi paylaşımlarında bulundu. Olay günü eşinin “Hilmi kalk yangın var, bize yetiş!” sözüyle uyanan Altın, gözlerini açtığında eşini ve kızını odadan çıkarken görmüş. Giyinip odadan çıktığında yoğun bir dumanla karşılaşmasının ardından merdivenler yerine onları bulmanın yollarını aramış. 8. katta çaresiz bir şekilde dolaşırken bir grup arkadaşıyla karşılaşmış. O anda dumanın etkisiyle kurtulmanın çaresini arayan bir odada toplanmışlar.
Çevreyle Yardımlaşma Çabası
Odadaki insanlar büyük bir uyum içinde hareket ederek öncelikle çocukları indirme planı yapmışlar. Yatakların pencerelerden aşağı atılması gerekiyormuş ve “Yatakları atabilir miyiz?” sorusuna herkes tereddüt etmeden yanıt vermiş. Yatakları aşağı attıktan sonra çarşaflarla önce çocuklar, ardından kadınlar indirilmiş. Bir arkadaşının “Ben çarşafları sabit bir yere bağlarım sen git ben en son inerim” demesi üzerine Hilmi Altın, sondan bir önceki olarak inmiş. Kendisinden önce inen arkadaşının çarşafının kopması sonucu kendisini pencereden düşürerek kurtulmayı başarmış ancak eşini ve kızını aramada kaybedilmiş.
Adalet Arayışı ve Duygular
Yangın sonrası, Altın, kurtulmasına yardımı dokunabileceği düşüncesiyle başka bir otel personeline yatak getirilmesini istemiş. “Dünyanın en acı hissi tarifi imkânsız” diyen Altın, o ziyareti gerçekleştirirken, Bolu’ya birlikte gittiği Yalçın ailesinden de kayıplar vermiş. Hilmi Altın, “Beraber cennete yürüyeceklerini bilemezdik.” şeklinde duygularını dile getiriyor. Eşinin ve kızının kaybından ötürü, “Allah bana bir can verdi eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi. Bu noktada devletimize güvenim tam.” diyerek sorumluların ceza alması için savaşacağını ifade ediyor ve yaşananların bir katliam olduğunu vurguluyor. Yardım gelen dostlarına teşekkür eden Altın, son olarak “Dilerim sıralı ölüm kelimesinin değerli anlamını kimse bir daha benzer bir acıyla anlamak zorunda kalmaz.” dileğinde bulunuyor.