Özel bir şirkette çalışan işçi hayatını kaybetti. Ölen işçinin ailesi, işverene başvurarak, iş sözleşmesinin ölüm ile son bulduğunu belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi taleplerinin davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket sahibi ise iş sözleşmesine ölüm nedeni ile değil, murisin fabrikada çalışan diğer bir işçi ile gönül ilişkisi içine girmesi, bu olayın fabrikada ciddi dedikodulara neden olması ve çalışma düzeninin bozulması nedeni ile haklı sebeple son verildiğini belirterek, davanın reddini savundu.
Mahkeme, toplanan deliller doğrultusunda davanın reddine karar verdi. Karar, davacı aile tarafından temyiz edildi. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi emsal bir karara imza attı. Kararda, taraflar arasında davacıların murisinin iş sözleşmesinin ne şekilde son bulduğu ve davacıların kıdem tazminatı talep edip edemeyeceğinin uyuşmazlık konusu olduğu vurgulandı. 1475 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde ölüm ile iş sözleşmesinin son bulması halinde işçinin mirasçılarının kıdem tazminatı talep edebileceğinin düzenleme altına alındığı hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi:
“Somut olayda işveren tarafından murise ait iki adet çıkış bildirgesinin verildiği anlaşılmaktadır. 27.05.2015 tarihli bildirgede işten çıkış kodunun 10 (ölüm),çıkış tarihinin ise 23.07.2015 olarak gösterildiği, ikinci çıkış bildirgesinde ise bildirimin 01.08.2015 tarihinde verildiği, işten çıkış kodunun 29 (ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık) olarak, çıkış tarihinin de 23.07.2015 tarihi olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Murisin iş yerinde başka bir çalışanla gönül ilişkisi içinde olduğu ve bu durumun iş yerinde huzursuzluk çıkarttığına ilişkin tutanak ise 10.07.2015 tarihinde tutulduğu tespit edilmiştir. Murise ait ölüm belgesi ve veraset ilamında ise davacının ölüm tarihinin 23.07.2015 olduğu anlaşılmıştır. Tüm belirtilenler bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar muris hakkında iş yerinde yaşadığı gönül ilişkisi sebebi ile bir soruşturma yürütülmekte ise de söz konusu soruşturma bitirilmeden murisin öldüğü ve sözleşmenin ölüm ile son bulduğu kanaatine varılmıştır. Davalı işveren tarafından verilen ilk çıkış bildirgesi de bu durumu desteklemektedir. Hal böyle iken davacıların kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiği halde reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”