DAVANIN DETAYLARI
Bakırköy Adliyesi, 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda görülen Yenidoğan Çetesi davasının duruşmasında mağdur ve müştekiler, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları bir araya geldi. İddianamede 19 özel hastanenin yer aldığı davada sanıklara 17 bin yıl hapis cezası talep ediliyor. Duruşmada Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık ile 15 tutuksuz sanık ve avukatları yer aldı. İlk olarak sanık müdafilerin isimleri okundu ve duruşma, hemşire olarak görev yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök’ün savunmasının alınmasıyla başladı.
SANIK GÖK’ÜN SAVUNMASI
Tutuklu sanık Hasan Basri Gök, mahkeme başkanının sahtecilik ve örgüt üyeliği suçlamalarına yönelik savunma yapıp yapmayacağını sorması üzerine, “Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç örgütüne üye olma suçundan açılan dava hakkında, savcılık ve emniyette anlattım. Tekrar anlatmaya gerek yok. Gözümle gördüğüm bildiğim şeyler. Epikriz değiştirme olayı, hastanın egzersiz sistemi vardı, bebeklerin değerlerini giriyorduk. Reyap, Silivri ve Duygu hastanelerinde çalıştım. 2019-2021 yılları arasında Reyap Hastanesinde çalıştım. Fırat Sarı’nın bir sene kadar normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardımcı oldum; en son zamanlarda da şoförlüğünü yaptım” şeklinde ifade etti.
Gök, “Sevkler 112 bilgilendirmeden yapılıyordu. Bu durumda doktorlar üzerinden para kazanıyorlardı ama gözümle gördüğüm bir şey yok. Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten yöneticiydi. Aileye ‘Yakında bu hastane var, oraya sevkini yapıyoruz’ deniliyordu” açıklamasında bulundu. Ayrıca, “Hasta üzerinden kullanılan gaz ve ilaçlar vardı. Fırat Sarı aradı, sevk vardı ama ailenin parası yoktu. Toplamda yaklaşık 40 bin lira toplandı” dedi. Mahkeme başkanının Mehtap ile “Çocuğu öldür” mesajlaşmasını sorması üzerine Gök, bebeğin durumu hakkında bilgiler vererek yanıtını sürdürdü.
İLAÇ SATIŞLARI ÜZERİNE AÇIKLAMALAR
Gök, ayrıca “İlaç satışından 40 bin lira kazandık. Hemşirelerden ilaç aldık. Fırat Sarı’nın bilgisi dahilinde aldım. Denetim varken 24 kutu ilaç verdiler. İlaçları alırken hastanenin haberi vardı. Sonuçta hastanenin cirosu birdenbire artıyordu” şeklinde konuştu.
DURUŞMADA ŞOK DETAYLAR
Davanın ikinci gününde, sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, “Her hastane sahibi para kazanmak ister. 20 hastadan bahsediyorlar ve daha fazla para kazanmak istiyorlar” dedi. Taşçı, Fırat Sarı’nın hastalara komisyon uyguladığını ve yoğun bakımda bekleyen hastaların sürelerinin uzatıldığını da aktardı. “İlaçların çöpe atılmasındansa satılmasına karar verdik” diyen Taşçı, başka sanıklarla iletişim kurulduğunu ve yaşanan usulsüzlükleri açıkladı.
HASTANENİN ROLÜ VE DENEYİMLER
Taşçı, hastanelerin nasıl denetimden geçtiğini sorguladı. Özellikle yoğun bakımda bekleyen hasta sayısının artmasının hastane bütçesine olumlu yansıdığını belirtti. “Fırat Sarı bana ‘Hasta yok, doldur’ diyordu” şeklinde belirtti. Başka sanıklarla yapılan yazışmalardaki usulsüzlükler ve iletişimler de gündeme geldi.
İDDİANAME KAPSAMINDAKİ ÇARPICI TÜRLER
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın suç örgütünün lideri olarak nitelendirildiği ve hasta bebeklerin durumunun sahte olarak ağır gösterildiği bilgisini içeriyor. İddianamede, sanıkların, SGK’dan maksimum ödeme almak için örgütlenerek usulsüzlük yaptıkları ifade ediliyor. Dava sonucunda sanıklar için uzun hapis cezaları talep edildi. Soruşturma kapsamında kapatılan hastaneler ve bu süreçte yaşanan olaylar büyük bir dikkat çekiyor.